Reklam1

Yolları Çatallanan Bahçe / Jorge Luis Borges

reklam2

Yolları Çatallanan BahçeYolları Çatallanan Bahçe


Yolları Çatallanan Bahçe’den…


Ayın on dokuzunda yetkililer bir suç duyurusu aldılar; aynı gün, akşama doğru, Jaromir Hladik tutuklandı. Moldava nehrinin karşı kıyısında, kireçle badanalanmış bembeyaz bir kışlaya götürüldü. Gestapo’nun suçlamalarından bir tekini bile yalanlayabilecek durumda değildi; annesinin kızlık adı Jaroslavski’ydi, Yahudi kanı taşıyordu, Böhme üstüne yazdığı araştırma, apaçık Yahudi yanlısı bir yazıydı, Anschluss’a karşı çıkanlar içinde imzası vardı. 1928’de Hermann Barsdorf yayınevi için Sefer Yezirah’ı çevirmişti. Yayınevinin şişirilmiş katalogu, çevirmenin ününü, tanıtım amacıyla abartmış, bu katalog da Hladik’in kaderini ellerinde tutan yetkililerden kabul edilen Julius Rothe tarafınca incelenmişti. Kendi uzmanlık alanı haricinde okumuş olduğu şeye kolaylıkla inanmayacak şahıs yoktur.


Gotik harflerle dizilmiş iki üç ödat, Julius Rothe’yi, Hladik’in önemine inandırmaya yetmiş ve onun ‘başkalarına ders olsun’ diye kurşuna dizilmesini emretmişti. Ceza 29 Mart sabahı saat 9’da yerine getirilecekti. Bu gecikme, (okur bunun önemini hemen sonra anlayacaktır) yetkililerin işlerini birer sebze ya da nebat benzer biçimde, kişisellikten uzak ve acil etmeksizin görme isteklerinin sonucuydu.


Hladik’in ilk tepkisi yalın bir dehşetti. Darağacından, başını dayayacağı kütükten ya da bıçaktan korkmayacağını, fakat bir manga askerin açmış olduğu ateşle ölmenin dayanılmaz olacağını seziyordu. Aslolan ürkütücü olanın, eşliğindeki koşullar değil, ölüm denen yalın, süssüz şeyin kendisi bulunduğunu boşuboşuna söylüyordu kendine. Mümkün olan tüm bağdaşımları anlamsızca tüketmeye emek harcayarak bu koşulları gözünün önünde canlandırdı durdu. Uykusuz geçen, şafağa yakın saatlerden giz dolu tabanca seslerine varıncaya kadar, ölüm sürecini sonsuz halde kurdu zihninde.


Julius Rothe’nin saptadığı günden ilkin, biçimleri ve kesişme açıları geometri olasılıklarını zorlayan avlularda kendisini kimi süre uzaktan, kimi süre yakından vuran değişik sayıda asker tarafınca makineli ateşine tutularak çeşit çeşit yüzlerce ölümle öldü. Bu düşsel infazları gerçek bir dehşetle (kim bilir gerçek bir yüreklilikle) karşıladı; gerçeği çağrıştıran bu görüntülerin her biri birkaç saniye sürdü. Döngü kapandığında Jaromir, bir kere daha, üstelik artık ertelenemeyecek bir halde, kendi ölümünün korkudan tir tir titreten karanlıklarına gömülü buldu kendini. O süre, gerçeğin…


LİNK





Sponsor:

Yorum Gönder

0 Yorumlar