Reklam1

Aklından Bir Sayı Tut / John Verdon

reklam2

Aklından Bir Sayı TutAklından Bir Sayı Tut


Aklından Bir Sayı Tut’tan…


Gözlerin sırrı, gerilimi ve çelişkiyi her şeyden daha iyi yakalayabilmesindeydi. Gurney’in, beraber kayda kıymet zaman geçirme şansına haiz olduğu katillerin gözlerinde görmüş olduğu, acımasızlık izlerinin delip geçmiş olduğu çekingen bir uysallıktı.


Jorge Kunzman’ın (son olarak çıkmış olduğu kişinin kafasını buzdolabında saklayan ve yeni bir sevgili bulmuş olduğu an buzdolabındaki kafayı yenisiyle değiştiren Walmart marketi çalışanı) sabıka fotoğrafını dikkatle incelediğinde de aynı bakışı yakalamıştı. Bay Kunzman’ın sıkkın ifadesinin ardında pusuya yatmış derin, siyah boşluğu fark etmesi; sonucu bildirdiği an Sonya’nın coşku dolu tepkisi ve övgü dolu sözleriyle gerçeğin bir kez daha kanıtlanması onu memnun etmişti. Onu, Sonya’nın İthaca’daki galerisinde ‘Yakalayan kişinin elinden Katil Portreleri’ adıyla, üstünde uğraştığı fotoğrafları sergilemeye heveslendiren şey, bu kıvanç duygusu ve Sonya’nın koleksiyoncu bir arkadaşının ansızın bu fotoğrafı satın almasıydı.


Sanata ve bilhassa güncel sanata ilgi duymayan, şöhretten nefret eden, yeni emekli olmuş bir New York Polis Teşkilatı () katliam dedektifinin, minik bir üniversite şehrindeki şık bir sanat sergisinin odağı haline iyi mi geldiği sorusuna verilen iki, birbirinden fazlaca değişik cevap vardı: Biri kendisinin diğeri de eşinin. Ek olarak bu, eleştirmenlerin “ustalıkla incelenmiş, vahşeti gözler önüne seren, fotoğraflar karmasında yeni bir çığır” şeklinde tanımladığı bir sergiydi.


Kendisine kalırsa her şey Madeleine’nin onu, Cooperstown Müzesi’nde, sanat hakkında bir kursa beraber gitmeye ikna etmesiyle başlamıştı. Madeleine onu daima açmaya, dışarı çıkarmaya çalışırdı – emek harcama odasından, evinden, kendisinden dışarı; içeriden dışarı. Gurney, kendi kontrolünü kaybetmemek için en iyi taktiğin kimi zaman teslim olmak icap ettiğini öğrenmişti. Sanat kursuna gitmeyi kabul etmesi de bu taktiğin gerektirdiklerinden biriydi. Kurs süresince öylece oturup, bitmesini bekleme fikri gözünü korkutsa da, bu kursun baskılara karşı bağışıklık kazanmasını sağlayacağını umuyordu; en azından kursun sonrasındaki birkaç ay süresince… Aslına bakarsak miskin birisi değildi, hatta bundan fazlaca uzaktı. Kırk yedi yaşlarında olmasına karşın elli şınav, elli barfiks, elli mekik çekebiliyordu. Yalnızca bir bölgelere gitmeyi pek sevmiyordu.


Fakat kurs işi şaşırtıcı bir…


LİNK





Sponsor:

Yorum Gönder

0 Yorumlar